Eylül 21, 2010

japon balıkçısı

Denizde bir bulutun öldürdüğü
Japon balıkçısı genç bir adamdı.
Dostlarından dinledim bu türküyü
Pasifik'te sapsarı bir akşamdı.
 
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Balık tuttuk yiyen ölür,
birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Tuzla, güneşle yıkanan
bu vefalı, bu çalışkan
elimize değen ölür.
Birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Elimize değen ölür...
Badem gözlüm, beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Üstümüzden geçti bulut.
Badem gözlüm beni unut.
Boynuma sarılma, gülüm,
benden sana geçer ölüm.
Badem gözlüm beni unut.
Bu gemi bir kara tabut.
Badem gözlüm beni unut.
Çürük yumurtadan çürük,
benden yapacağın çocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir ölü deniz.
İnsanlar ey, nerdesiniz?
                           Nerdesiniz?

müzik çalarımda denk geldim (şiire) şarkıya tabii burak bora kaydı değil maalesef unutmuşum bu adamı da...
unutmuşum  ne çok unutmuşum bakmamışım yada sadece o yana ve öylece kaybolup gitmiş hafızamdan...
keşke demem hiç sevmiyorum ama kendime kızmamı engellemiyor bu durum.'' Nazım'' ismi bile çok derin bir anlama denk gelir bende ki nazım hikmeti severim elbet ki sevilecek adamdır o az kalanından artık ve maalesef...