Eylül 21, 2011

Metallica - Until It Sleeps (Official Music Video) [HD]



mp3 çalarımda es geçemediğim şarkılar var. bu da onlardan biri. çok severek dinlediğim şarkıların anı olmuyo bazen bu ve bikaç şarkı var dinliyorum hangi havada olursam olayım.klibi ayrı bi severim jamesin son saniyelerdeki sus işaretini klibi izlemezsen bile görürüm: kirk lee genç ve güzelken daha:((

kinyas ve kayra doğurdu:)

en taze kitabım olur kendisi. aynı zamanda blog ve kitap klübü arkadaşım gökçeye tekrar teşekkür ediyorum. kitaplığımdan sürekli faydalanabilir ve geçiktirebilirsin kitabı getirmeyi canım.senin okumalarınla büyür kitaplığım böylece:)))

Eylül 19, 2011

final

Biz hepimiz, sürekli değerli şeylerimizi kaybediyoruz. Önemli fırsatları, olasılıkları, bir daha yerini asla dolduramayacağımız duyguları.Hayatta olmanın anlamını da bu işte. Fakat kafamızın içinde -ben kafamızın içinde olduğunu sanıyorum- öyle şeyleri bellek haline getirebilmemiz için küçük bir oda var. Herhalde, kütüphanenin depo kısmı gibi. Dahası, bizler kendi yüreğimizin de ne durumda olduğunu doğru şekilde takip edebilmek için, sürekli arama kartları yapmak zorundayız. O odayı temizlememiz, havalandırmamız, çiçeklerine su vermemiz gerekiyor. Başka bir değişle sen sonsuza kadar kendi kütüphanende yaşayacaksın.

Eylül 18, 2011

sayın menteşten özür diliyorum

''Saeki hanımın yaşamı, oğlanın öldüğü yirmiyaş noktasında donup kalmıştı adeta.Onun ruhuna çakılan saatin ibresi oralarda bir yerde durmuş''
sahilde kafkayı bitirmeme çok az kaldı ve heyecan dorukta anlatmıycam korkma:)
ikidir sayın menteşe bok atıp duruyorum, dün geceye kadar da bişiy yok yazdıklarında h. murakamiyi kopyalıyor diye düşünüp duruyodum. taki tırnak içindeki cümle onun bana ezberlettiği bi cümlesini hatırlatana dek. yatağımdan kalktım aslında kafka tamura ve nakatanın ayrı ayrı ve sanırım birbirlerine teğet geçecek öykülerini bölüm bölüm okurken kaybolmuştum ormanın derinliklerinde. bugün bütün öğleden sonrayı bağırsak-labirent metaforunu düşünerek geçirdim neyse konu dağılıyor. menteş diyorum özür diyorum sayın menteş halt etmişim. mizah dolu kıvrak dilinizi unutmuşum kitabı okuyalı bir yıl olmuş çabuk unutuyorum maalesef.
''ömrümün gümüş çivisinin çakıldığı an''
bu cümleydi işte. göz kapaklarımın yorgunluktan kapanması dışında hiçbir gücün beni ayıramayacağı kitabımı bırakıp en az bi saatimi tekrar dublörün dilemmasına ayırmamı sağlayan etken cümle. altını çizdiğim yerleri ve bi sürü pasajı tekrar okudum ve keyif aldım notlarımı okurken. özür kocaman kocaman:)