Mavi gözlü yakışıklım benim, yumuşak huylu güzel ahlaklı. gerekti mi o kadife tok sesi kibarca bir melodiyle yükselen azarı bile hoş sedalı dedem benim. Günbegün eriyip bitiyor şimdi. Etleri dökülüyor parça parça, koca bir kemik yığınına dönüyor bedeni. İşlevini yitirmiş parmakları ne güzel bi elyazısına sahipti bi vakitler. Okuma yazmayı ve uzun yıllar çalışıp ekmeğini kazanacağı şöförlüğü de askerde kendi çabasıyla öğrenmiş, dag gibi bir delikanlı cimrilik bilmeyen bir kalple ben ilk onu sevdim babamdan bile evvel. bana hep daha bir sıcak baktı gözleri, ondan gayrısına da itibar etmedi kalbim en çok onu sevdim çocuktum sarılır uyurduk kışlar boyu, hafta sonları dedesinin kızıydı irem. Kalbi ruhu aklı dupduru şimdi, acısı bile kabullenilmiş ta en başından razı...
yine oturalım senle dizdize kilimlide evimizin hayatındaki divanda sen bana elma soy ben hevesle yiyeyim ama acı çekme sen