Bu illet mikrop yapıştı yakama sarıp sarmaladı beni ama yakışmadı bünyeye... Epeydir unuttuğum bişey hasta olmak sevmiyorum -sadece gripli sesimi seviyorum- hoş bunu kimse sevmez ama vakitsizdi . Ben coşmuşken kendimi toparlamışken aşağı çekti beni en kısa zamanda kurtulacağım, iştahlıyım çünkü bu sefer değil! diyorum bu sefer alt edemeyeceksiniz beni çoğul da gelseniz olmaz... Hayatımda hiç bu kadar iştahım yerinde olmamıştı hamile iken bile- zira reflü ile cebelleştiğim için- iştahsızdım ben öyle, ne canım bişey çekti ne de öyle dolu doyum yemek yemedim. Bir tek dondurma yedim ve mecburen süt içtim kaan beslensin diye o zaman ki ismi kaan olmasa da elbet:)
Kaana varana dek bi sürü isim istedim hala içimde kalmıştır bu isim mevzu arada bazen o isimlerle hitap ediyorum oğluma, o bile duymuyor çoğunu. Aylarca isim düşündüm abartmıyorum kaan dünyayla tanışmadan on gün önceye dek kararsızdım, birgün güneşli bir gündü ve ben yine koşar gibi omurgam öne yatık yürürken gökyüzüne baktım ve karar verdim ismine, iki ismindi elbet bunlar sana verdiğim, seçeneklerden ilki benim değildi, tam istediğim isim olmasa da sevdim onu da... Kucağıma ilk aldığım an geldi şimdi aklıma; dostlar,arkadaşlar, ablam ve oğlum... ürkek bir oğlan çocuğuydun sen ürkek, ilk cümlemi kayıtlardan duydum ikibuçuk yıl sonra ağladım evet izlerken ; ''çok mu korktun dünyadan bak geçti hepsi oğlum'' bunu söylediğimi kırk yıl düşünsem hatırlayamazdım sanırım korkudan tirtir titreyen bir bebek... Tüylerimi diken diken eden bir hal var üstümde o anları düşündüğümde, bir yalnız daha geldi dünyaya, annesinin sesine aşina bir bebek...Aylarca sohbet ettim oğlumla, ağladım için için ve senin suçun değil oğlum dedim mutsuzluğum ...Bir o vardı yanımda evet çünkü taşıma görevini üstlenmiştim onu, bedenimin içindeydi hareket ediyordu bir mucizeydi benim için, görevlerin hiç bitmeyeni hiç emekli olamayacağım işimdi onu taşımak...
Tatmadan kavranamayacak bir duygu annelik, pek bir sevdiğim bir ablam ''erkekler için üzülüyorum bu duyguyu tadamayacaklar hiçbir zaman'' demişti. Vücudumun merkezinde derimin yedi katman altında yumruğum büyüklüğündeki merhamet manasında -zira Allahın sıfatlarından biridir kendisi- dişilere özgü organın içinde büyüyen bir varlık. Mucizelere pek itibar etmeyen biri olarak beni bile afallatan bir durum cereyan etmiş durumda, o kan pıhtısı bana neşe kaynağı şimdi aynı bir zamanlar benim olduğum gibi büyüyor gelişiyor ve ben ne kadar korksam da onu bu dünyaya getirmiş olmaktan şaşırtıyor şımartıyor beni... Hiç olmadığım -belki de unuttuğum- kadar mutluyum onunla, umutsuzluğuma sevgisizliğime derman oluyor, hayata dönüşüme destek oluyor küçücük parmaklarıyla dokunduğu herşeyi güzelleştiriyor unuttuğum herşeyi hatırlatıyor bana, o dünyayı tanıdıkça ben sanki herşeyi ilk kez görüyormuşum gibi mutlu oluyorum.