Temmuz 27, 2010

anlamak çözmeye yetmez....

bu sabah uyandım kaanın kahvaltısını hazırladım oğlumla biraz oynaştım elime ne geçtiyse üzerime geçirdim ve yürümeye başladım ki bu yeni sandaletlerim düz tabanlı spor ayakkabılarımdan daha rahat neyse dolmuşa ulaştım dalgın dalgın ve esneyerek ikinci dolmuşa geçmeden ortaçgil geldi kulağıma ve öyle çoook istedim ki bu şarkıyı birine söylemeyi... benim durumum garip bi hal aldı bu günlere buna küskünlük diyemem aşka inanç kaybı da değil aslında ama sürekliliği olmayacağını bilmek başlamak istemememi sağlıyor. size de olur mu bilemiyorum bişeylere başlayacağım zaman hafif bi bulantı gelir mideme sonra geçer ve bunu mu büyütmüşüm derim o korktuğum şeyi yaptığımda... herşey olabilir bu konuşmak istemediğim biriyle karşılaşmak-ki çoğu zaman konuşmak istemem ben- dolmuşa binince sıcaktan alnımdan akacak terleri düşünmek bir düğüne gitme fikri vs. epey uzar bu liste ama artık olmaktan mutlu olmadığım yerlerde daha az bulunma lüksüm var büyüdüm çünkü:)) ne sıkıcıdır küçük olmak 28 de bile çocuk olabiliyorsan istediğinde ben gibi ve hatırlamak istemediğin anıların daha ağırsa kefeye koyduğunda büyümek güzeldir elbet... tasarladığımın çook dışında bi yazı oldu ben sevmem plan yapmayı öyle. olacaksam coşkun ve taşkın olmalıyım yoksa sakin ve suskun... renkli rüyalar diliyorum hepinize gökkuşağı kadar hemde:)))