Mart 25, 2012

Kaybedenler Kulubu - Kaybetmek

in your room

     Merdivenleri tırmanışımı hatırlamıyorum sadece ordayım öncesi yok. Bakınıyorum etrafıma gördüğüm yıllarca bi köşede kalmış unutulmuş bir çatı katı kocaman hem de. Örümcek ağları kaplı tüm tavanı, alt katı çift dairedir diyorum kendi kendime ikiyüz metrekareye yakındır büyüklüğü, alt katları düşünüyorum hayal edemiyorum sanki zemini çatı katı gibi geliyor bana. Bu haline ev demek güç aslında  ama terkedilmiş bu yer evimmiş... İnşaat halinde ama benimmiş sanki sahip olmak bu kadar kolay ve mümkünmüş gibi, bir sürü usta çalışıyor tadilat var, dış duvarları ve çatısı olan bir mekan yeterli diye düşündüm sanırım burayı kurarken hayalimde...
     Hayalini kurdum mu bir evin diye düşünüyorum şimdi, bir yerlere bir şeye bağımlı olmaktan- vazgeçememekten korkar gezdim yıllarca, otuzumu görmem zaten derken -iki ay kadar gördüm- kolaydı rahattı her şey sanırım bir şeyler oluyor bende dün yolda yürürken artık ölmek istemiyorum dedim yaşamak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum sorun bu asıl sorunum bu işte nasıl? Sevdiğim bir sürü şey var; yapmayı sevdiğim bir sürü şey, sevdiğim az ama yeterli sayıda insan var. Sürekliliğe dönüştürmekten kaçınmayı alışkanlık haline getirmişim rutine binmesin hiçbir şey derken bir yerlerde hata etmişim ama göremiyorum ne olduğunu. Aksinin nasıl olacağını bilmiyorum aslında bunun gerekliliğine inanmıyorum sanırım. Olsun diyorum ne olmuş ya da ne olur ki olmasa eksik olsa yahut hiç olmamış olsa ne olur hiç bunun cevabı hiçbir şey olmaz . Dönüp dolaşıp ölüme saplanıyor fikirlerim, bedenim külçeleştiriyor hadi artık diyorum
     Dün uzun uzun yürüdüm -yürümek iyidir-  kulağımda müziğim, bahar dönmüştü insanlar keyifliydi herkes dışardaydı bir şeyler yapıyordu mutlu gözüküyorlardı yanlarına koşup kollarına asılıp nasıl yapıyorsunuz nasıl pes etmiyorsunuz demek istedim, en sevdiğim yerden denizi seyredeyim dedim bir çay iyi gelir, içime kocaman bir yalnızlık ve son çöreklendi vazgeçtim, caddeyi tırmandım kalabalık içinde dokunmasınlar bana diyerek hızlıca  ve gözlerimi kaçırarak yürümeye devam ettim sonra geri döndüm hızla tekrar çıktım dik yokuşu, bana kalsa bunu sürekli yapabilirim hiç bıkmadan hem de. Bıkarsan da bıktığın an en yakın dar bir ara sokağa sapıp kapalı bir mekana kapatabilirsin kendini korkma dedim. Yapmadım ama bu sefer iki kez yetti koşa koşa bir dosta gittim iyi geldi tekrar kendime dönene dek tabi.