Ekim 17, 2016

Son kaybımdan beri bu kadar hüzünlenmemiştim. Aslına bakarsam nice hüsranlarımdan yalnız üç beşinde böyle oldum. Bahaneler dizsem nolur, bunca yıl yaptığım gibi kendimi suçlasam assam nolur... Cevaplarını bildiğim soruları sormamalıyım sanırım.
Son kale de düştü
Çarpışmaya inancım kalmadı sanırım...
Biraz da böyle geçsin bakalım ne zaman


Ağustos 28, 2016

Yazmayalı uzun zaman olmuş diye başlamak adetim olmuş buraya... 4 küçük sarı bir büyük bir de yeşile deftere böldüm cümlelerimi tasnif ettim. Yavaş yavaş yazmak istediğim öyküyü kurguluyorum arada ufak tefek notlar alarak.  Neler mi oldu neler olmadı ki beni bloğa yazmaya ne tetiklediyse aynı duygu yayınlamamaya çevirdi hislerimi. Kırıldım üzüldüm ve aynı duyguları yaşattım yeni sayfalar açtım kapattım en çok ta müzik dinledim ve iyiki dedim iyiki vakti zamanında müziği seçmişim baş tacım sırdaşım dostum olarak...
Sevdiklerim bir bir gitti kimi öldü kimini ben öldürdüm. Ben tanımadan ölenlere yandım onlarla bağlar kurdum, tanpınarı dostoyevskinin yanına koydum en kıymetlilerime kattım. Yapılacaklar listem kabardıkça mutlu oluyor, bir yandan da korkuyorum o kadar vaktim olmasını dilerken...
Daha dinginim öfkem bile sakinleşti yaştan biraz ve çok fazla öfkeli olmaktan bıktığımdan.
Konuşmayı öğrendim ama yine de çok umutlu değilim neticede herkes kendi bilgisine göre anlıyor ne desem. Hırstan gözü dönmüşlere hala öfkeleniyorum ama sakince sövmeyi öğrendiğim için sakin tepkilerim...
Ceylanı çok sevdim sevilesi kadın