Ekim 12, 2010

mai

Mavi diyorsun dönüp içindeki mavi gözlü çocuğa göz ucuyla bile bakmıyorsun iki tane mavi gözüm olsa elime alıp cebime saklasam arada bi çıkarıp baksam diyorsun ya çocukça gülüyorum sana çocuksun sen sadece… o çocuğu al kucağına oturt bahçe duvarına zıpla yanına geç al karşına bir sohbet et belki o anlatabilir sana manasızlığını bu halinin, molekülleri bütünleştirerek algılatmasa beynin, gözün o yanıltıcı renkleri vermese, ters düşse ela gözüne görüntü belki öyle bile severdin maviyi denizin engin gökyüzünün bulutlarla bölük pörçük olmuş mavisini… ama çocuk gönlü mavi olacak anlamadın mı hala sınırla sınıfla işi yok gönlün hey gidi koca ahmak.
Sana da dedim ya –aslında bu kadar aleni demedim- kalbimi kilitlediğim için bu kadar gaddarca yorumluyor olabilirim senin durumunu yani öyle bir ha’ldeyim ki aşkından geberiyorum dese uçurumun kenarında biri bana ona tekme atıp yuvarlanışını izleyebilirim kanlar içinde belki gülümserim bile… acımasız olmuşum ben şaşırıyorum kendime güç dediğim şey beni hissizleştiriyor mu ne