Kasım 14, 2010

yol şarkılarım_16

Yürüyorum hasretin acının üstüne
sığmıyorum dünyaya,
dar geliyor
geceler mi uzadı bu karanlık ne
gönlümün bayramları şenliği söndü

    İçli bir oof çekiyorum nerde ne zaman duysam bu şarkıyı camel içesim gelir yıllardır adet edindiğim üzre e güzel sigaramdın benim sen senden kalmaydı çünkü ve bu şarkı seninle olan bağımdı benim ilk aşk ilk gençlik gözü kara irem ama uzak hep belki hala bile ve bile bile…
    Yitik hür denizimin orta itibariyle isim babasıdır kendileri koca bir boşluk hissizlik var şuan düşününce ne garip sevmeyi bıraktığım herkes için bu böyle dal gibi titrer paramparça olurdum ismini bir yerde duysam şimdi sadece o küçük yuvarlak sevimli gçzlerin geliyor gözümün önüne fotoğrafik zekamın karşısına dikiliyor his yok ama eskimiş sanki…
    Kanyona bakıyorum sanki kalbimin eskiden sana ait olan kısmına bakınca. Dedim ya sevmeyi bırakalı insanları yani eskiden çok sevdiğim insanları sevmeyi bırakalı ben kuş gibi hafifim -yanlış anlaşılmasın eski defterler kastettiğim ben hepinizi ayrı ayrı seviyorum hepinize yeter- Yaşanamamışsa ve hatta yaşamayı hayalimde bile tasarlamadıysam daha da belirsiz bir durum hafızamdan sildirmişim gibi bir his var içimde garip diyip geçiyorum bu mevzuyu uzatırsam yine cümlelerimin içinde kaybolacağım zira…
     ‘’Gülümse’’ diyorum ya kendime –ayna karşısındaki kendimi motive edişim değil bu kastettiğim şimdilik- buruk kırık sezenden yine ama kırgın değil acılı ama tekrar etmeyen acısını yada kendine acımayan irem var artık karşımda yanımda içimde… beni terk etmeyen insanlarım vardı ben onları hep terk ettim yarıda bıraktım ama kendimi haklı çıkarmayı da başarıyorum belki sadece ben kanıyorum ama inanıyorum, inanmasam nasıl yaşarım ki işte o insancıklarım beni o sanıp benim de o sandıklarım işte varken anlamayıp yokluğumda varlığımı fark eden enteresan olmayan -belki ikisi hariç- insancıklarım genelin dışınca bir yapım var sanırım ben kesip atma meraklısıyım sorun varsa hemen çöz yada kes at bitsin gitsin bundan anlamayışınız beni olsun varsın ne yapayım ben daha size…
     Biri dışarıda biri değil çünkü yabancı o sesi eli gözleri bana bakışı silik hafızamdan yada bakışa sağır kalmış gözlerim anımsamıyor çabalasa da ama bu körlüğümün sonucunda yıllarca süren bir boşluk var anılarımda pişmanlık demek istemiyorum keşke ve pişmanlık kelimeleri sinirlerimin yay gibi olmasına sebep oluyor doğrusu geçelim bu mevzuyu lakin yıllardır da aklımda hep yaşanmamış kırıntılar sadece bir düş biliyorum ama zaman düşüyor ellerimden yere o vakit boşlukta asılı kalıyorum sanki
     Ben istiyorum ki Yeşilçam filmlerime zeki müren şarkılarıma eşlik etsin aşk resmi geçidim ama bununla yakından uzaktan alakası olmayan kara listemde bir tanesi sadece o kadar sevdirdi kendini o da benden sonra yani ben bıraktıktan sonra anladı ne diyeyim hep böyle oldu aslında biri kardelen dedi benim kendime ilk yakıştırdığım isimdi o yıllar sonra dedi sonra duman sanki ah’ı sana yazmış her dinlediğimde seni dinliyor gibiyim dedi ama iş işten geçeli çook olmuştu o vakitler bende biten bitiyor işte tökezliyorum sürünüyorum kimi zaman ama he ayağa kalkıyorum şükür ki ama bir haftadır içim bomboş sanki… istemiyorum desem de elbet istiyorum ama eski iremden çok uzağım artık olmazlarım var