Ocak 28, 2011

buldum'a devam: )

Bir zıpır gine oldum ben, ilaçlar iyi geldi sanırım boynuma ki ben inanmam ilaç tedavisine pek neyse ağrılarım hafifleyince daha iyiyim bu da bir nevi bahane olsun anlaşılmasın:) yazıyı eksik bırakmıştım geçen gün en sevmediğim şey de olsa yarıda bıraktım evet çünkü biri geldi ve bana ihtiyacı olduğunu söyledi ve alelacele kaldırdı beni çocukluğumu izliyordum gözlerimden pcye yansıtarak. Dün akşam ve gece boyu onunla tartışmamın sebebi ne mi ; güçsüzlüğe tahammül edemiyorum  ben o hal'i, eski hallerim geliyor aklıma... Dersanede bir çocuk vardı bak ismini bile hatırlamıyorum konuşurken kekeliyor ve kızarıyordu ne kızardım ona ezik duruyor diye epey bi sakinleştirir kendisini ifade etmesini sağlardım o bilmezdi ama bunu sürekli yapamam ki yapmadım da sonra eski haline döndü bir tod andersen da oydu umarım hala öyle değildir ben attım o hali epey üstümden neyse dün gece diyordum iki kişiyle birden tartışabilecek kadar da büyümüş kapasitem yazık bana:) toparlanmak için bana ihtiyaç duymanız beni sinir ediyor. Bu pes ediş kimseye yakışmaz hele benim sevdiğim insanların yapmaması gerek ağzıma geleni söylüyorum kırıyorum ama kendi başlarına toparlanacaklar benden nefret ederek... Neyse bunu geçeyim şimdi geçen hafta tasarlamıştım aslında yazıyı buldum'u yani nerden çıktı derseniz; demeseniz yazmayacam sanki rus klasiği okudum ya çook, ordan kalma sevgili okurlarım:) ama okumaktan en keyif aldığım dönem o zamanlardı. Dağıttım yine evden çıktım bi yüz adım oldu olmadı annemin büyüdüğü evi gördüm sağa dönmeden yokuş başlamadan, yolun sol tarafında şimdilerde yeşil alana ayrılmış -o zamanlar ne büyük gelirdi- olsa da çocukluğumun en ateşli zamanlarına ev sahipliği yapmış harman artık kel gibi kalmış durumda ne üst tarafında kiraz ağacı ne alt tarafında aylarca yesek bitiremediğimiz patlıcan inciri -bi ara çıkıp inemediğim ağaç inişlerden hep tırsmıştırım zira- ve en sevdiğim meyvelerden biri sağındaki kara dut yok etrafını çevrelemiyor artık hiç bir ağaç ve sürekli etrafındaki iki yola katılıyor çalınıyor yavaş yavaş... Çocukluğum da kayboluyor gibi geldi bana kepçe gelmiş ve kazıyor da kazıyor taflan ağacımın, mürdüm eriğimin yerini. Anneannemin mandalina ağaçları sapsarı olmayacak artık bir yapı daha geliyor belki projesini ben yapmış bile olabilirim bu katliamın bu acımasızlığın sorumluluğunu kim alacak şimdi...